Tanrı Zengin bir iş adamının kızı, kendisiyle evlenmek isteyen erkek arkadaşını anne ve babasıyla tanıştırmak için evlerine yemeğe cağırdı. Yemekten sonra zengin iş adamı damat adayıyla başbaşa konuşmak istedi ve onu calışma odasına götürdü. Senle şöyle erkek erkeğe konuşalım yavrum, dedi. - Evlendikten sonra aileni geçindirmek için ne iş yapmayı düşünüyorsun? Damat adayı duraksamadan yanıt verdi: - Aslında benim elimden her iş gelir efendim, evlendikten sonra bir yerde kesinlikle bir iş bulurum. Sonra da nasıl olsa, Tanrı yardım eder. Damat adayının bu yanıtını kuşkuyla karşılayan iş adamı, bu kez daha somut bir soru sordu: - Peki içinde kızımı oturtabileceğin bir eve nasıl sahip olmayı düşünüyorsun? Damat adayı yine duraksamadan cevap verdi: - Ben aslinda çok çalışkan bir insanımdır, dedi. Gece gündüz demez çalışır, para biriktiririm. Sonra da nasıl olsa Tanrı yardım eder, bizde bir ev sahibi oluruz. Kız babasının neşesi iyice kaçtı. Bu kez sesini yükselterek sordu: - Peki oğlum ilerde çocuklarınız olunca onlara nasıl bakacaksınız? Damat adayı o soruyu da yanıtladı: - Biraz önce söyledim ya, gece gündüz çalışır kazandığım tüm parayı biriktiririm. Sonrada nasıl olsa Tanrı'nın yardımıyla çocuklarımızı büyütürüz. Damat gittikten sonra kızı kosarak babasının yanına geldi: - Damadını beğendiğini gözlerinden anlıyorum babacığım, lütfen söyler misin onun en cok neyini beğendin? Babası kızının yüzüne dik dik baktı: - Onun en çok hoşuma giden yanı benim hakkımdaki görüşü, dedi ve ekledi: - Beni Tanrı sanıyor!