Kral Forum

Dev Fıkra Arşivi 1 Uyeolj



Join the forum, it's quick and easy

Kral Forum

Dev Fıkra Arşivi 1 Uyeolj

Kral Forum

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

rel="publisher"

2 posters

    Dev Fıkra Arşivi 1

    uÄŸur
    uÄŸur
    Admin
    Admin


    Mesaj Sayısı : 2372
    Karizma Puanı : 7113
    Kayıt tarihi : 02/04/10

    Dev Fıkra Arşivi 1 Empty Dev Fıkra Arşivi 1

    Mesaj tarafından uÄŸur Paz Nis. 04, 2010 2:10 pm

    . Seni coook seviyorum. Hadi by, aksama gorusuruz.
    Genc adam telefonu kapatir ve arkadaslarina sorar:
    - Bu telefon kimindi yahu?...
    No :0066
    İçkiyi Bıraktım

    Temel bir gün avrupaya gider.Temel'in kötü bir aliskanligida vardir, sürekli içki içer.
    Birgun bir bara girip barmenden üç bira ister ve hepsini içer.Üç-bes defa böyle yapinca barmen merak eder ve sorar;
    -"Niye hep üç tane bira içiyorsunuz?
    Temel cevap verir;
    -"Ben, Dursun ve Hamdi bizler üçüzüz. Hepimiz dünyanin farkli yerlerindeyiz. Hepimizde bara girdigimizde birbirimizin yerine bira içeriz, öteki iki birayi o yüzden içiyorum" der.
    Yine günlerden bir gün Temel bara gelir ve iki bira ister, barmen verir.Temel biralari içtikten sonra tam kalkarken barmen sorar;
    -"Allah rahmet eylesin efendim, kardesinizin biri öldü heralde?" deyince Temel cevap verir;

    -"Hayir ben içkiyi biraktim da.."
    No :0067
    Kahvaltı

    Küçük temel annesine sorar,
    - Anne hepimiz laz miyuz?
    - Öyle
    - Dedem de laz miydu?
    - Lazidi.
    - Onun babasi?
    - Hepisi lazidi.
    - Öyle te olsa artik sabah kahvaltilarinda hamsi yemek istemeyrum.
    No :0068
    Sıra sana da gelecek

    Tır şoförü olan Temel uzun bir seferden sonra eve döndüğünde Fadimeyi en yakın arkadaşı Dursun ile yatakta yakalar. Tabancasını çekip Dursunu vurur. Tabancayı bu kez kendi şakağına dayar. Tam tetiği çekmek üzereyken Fadime .
    - Temelcuğum, kıyma kendine.
    der. Tmel :
    - Sus şıllık, sıra sana da gelecek.
    No :0069
    E-mail

    New York sokaklarinin karla kaplandigi günlerde ikiside Amerika'nin degisik bölgelerinde,ayri ayri is gezilerinde olan bir kari koca, Florida'da bulusup,yaz sicaklarinin yasandigi bu bölgede birkaç gün geçirmeye karar verirler.Kocasi, esinden önce gider florida'ya ve otelde yer ayittiktan sonra,
    ona once bir e-mail gönderir. Fakat mesaj, adreste bir harfi yanlis yazdigi için,eşi yerine bir gün önce ölen yasli bir papazin esine gider.Papazin en az kendi kadar yasli esi bilgisayar ekraninda mesaji okuyunca korkunç bir ciglik atar ve yere düser.
    Zaten çok üzgün olan kadinin bu çigligi üzerine ev halki odaya dolar hemen herkes yerde yatan kadina yardim için kosusturmaya baslarlar.Kadincagiz bir süre sonra kendine gelir ve niçin çiglik attigini soranlara bilgisayar ekranini gösterir .
    Ekrandaki mesaj aynen söyledir:

    "Sevgili Karicigim, Bugün buraya ulasir ulasmaz,yarin senin gelisinle ilgili tüm islemleri tamamladim,sonra da bana ayrilan yerime ulastim.
    Burasi gerçekten cok sicak..
    Seni özlemle bekliyorum.
    Kocan"
    No :0070
    Sıfırlama

    Fadime zayıflamak için sağlık çifliğine gitmiş,güya on günde zayıflayacakmış.Dokuzuncu gün Temel'e telefon etmiş,
    -Çilomun yarisuni verdum,piraz daha kalayum mi?
    Temel biraz düşünmüş,hesaplamış,

    -İstersen pi dokuz gün daha kalabilursun..
    No :0071
    Vasiyet

    Cimri bir kişi ölümü yaklaşınca oğullarını yanına çağırır. Üç oğluna da vasiyette bulunur. Ben ölünce hepinizin mezarıma tek tek birer milyar koymanızı istiyorum der. Adam öldükten sonra sırayla 1. ve 2. oğlu mezara gider ve birer milyar parayı mezara koyarlar daha sonra babası gibi parayı seven 3. oğlu da mezara gider ve mezardaki paraları alır yerine babası adına bir 3 milyarlık çek koyar...
    No :0072
    O karpuz

    Bir karpuz tarlasi olan çiftçi, her aksam tarlasina çocuklarin dadandigini ve birkaç karpuzun eksildigini farketti.Epey düsündükten sonra, tarlaya bir uyari levhasi koymaya karar verdi.
    " Dikkat ! Karpuzlardan birine siyanür enjekte edildi ! "
    Ertesi aksam karpuz yiyemeden kaçan çocuklari keyifle izledi.Bir hafta sonra, çiftçi tarlasinda geziyordu.Karpuzlarini kontrol ederek eksik olmadigini düsünürken gözü kendi levhasinin yanina konan bir levhaya ilisti

    " Simdi o karpuzlardan iki tane var ! "
    No :0073
    Papa

    Papa, çok önemli bir iş için Amerika'ya gider. Uçak rötar yapınca karşılamaya gelenlerin hepsi gitmek zorunda kalır... Papa bir taksiyi durdurur:
    -Oğlum, beni tanımışsındır herhalde. Acilen bir toplantıya yetişmem gerekiyor, beni götürür müsün?
    -Tabi ki, seve seve...
    Papa, şoförün yavaş gitmesinden tedirgin olur ve şoförü arka koltuğa geçirip arabayı kendi kullanmaya başlar. Tabii bu arada da toplantıya yetişmek için hızlı gider. İleride bir trafik polisi arabayı durdurur:
    -Neden bu kadar hızlı gidiyorsunuz?
    -Çok acele, bir toplantıya yetişmemiz gerekiyor evladım.
    -Siz, hiç merak etmeyin papa hazretleri, ben şimdi hallederim...
    Elindeki telsizle:
    -Mekez, merkez!
    -Alo merkez dinlemede...
    -Buraya çok acil 50 kişilik bir eskort gönderin... Tamam...
    -Neden? Tamam...
    -Şehrimizde çok önemli biri var... Tamam...
    -Kimmiş o önemli kişi... Tamam...
    -Tanımıyorum... Tamam...
    -Tanımıyorsan, nereden biliyorsun önemli kişi olduğunu? Tamam...
    -Şoförlüğünü papa yaptığına göre mutlaka çok önemli biridir... Tamam...
    No :0074
    Kütüphane

    Sarışının biri kütüphaneye girmiş ve direk bankoya yönelerek görevliden bir hamburger, bir kola, birde patates kızartması istemiş. Görevlinin saf saf yüzüne baktığını gören sarışın bu sefer daha yüksek sesle
    -"Anlatamadım galiba beyfendi, bana bir hamburger,bir kola, birde patates kızartması" demiş.Artık iyice sinirlenen görevli
    "Hanfendi burası kütüphane!" demiş.Sarışının
    yüzü kıpkırmızı olmuş, özür dileyip çok çok kısık bir sesle fısıldayarak

    -"Pardon pardon, bana bir hamburger, bir kola, birde patates kızartması."
    No :0075
    Kaybettin

    Nasreddin Hoca, bir gün esegiyle odun getirir. Hava da cok sicak oldugundan hem kendisi hem esegi kan ter icinde kalirlar. Hoca odunlari indirir, yerlestirir.
    Karisina:
    - Hatun, esek cok yoruldu, onu bir yemleyiver, diye seslenir.
    Karisida o gün yorgun oldugundan:
    - Efendi, benim isim var, sen yemleyiver, der.
    Hoca sicaktan iyice bunalmis vaziyette kendini minderin üzerine atar.
    - Olmaz! Hic halim yok, veremem, sen ver der.
    Esegin yemini sen vereceksin ben verecegim derken is kizisir. Epeyce tartisirlar.
    En sonunda Hoca:
    - Pekala! Öyleyse aramizda bahse tutusalim. Kim önce konusursa esege o yem versin. Anlastik mi? der.
    Karisi teklifi kabul eder. Ikisi de birer köseye cekilirler.
    Az sonra kadin, el isini alarak komsuya gider. Hoca birsey diyemez.
    Aradan biraz zaman gecer. Eve bir hirsiz girer. Hoca'yi görünce kacacak olur. Ama Hoca'dan hic ses ve tepki gelmedigini anlayinca kacmaktan vazgecer.
    Ortalikta ne var ne yoksa koca bir cuvala doldurur. Hoca'nin gözleri önünde cuvali yüklenerek evden cikar.
    Karisi epey zaman sonra eve girip evin halini görür. Esyalarin yerinde yeller esmektedir. Telasla:
    - Bu ne hal? Efendi! diye ciglik atar.
    Hoca yattigi yerden dogrularak:
    - Haydi bakalim Hatun, bahsi kaybettin. Esegin yemini sen vereceksin! der.
    No :0076
    Cetvel

    Atölye şefi Dursun, görevi teknik ressamlık olan Temel'i elli santimlik cetvel almaya gönderir...Bir saat, dört saat, Temel yok...
    Akşama doğru çıkagelir...Elli santimlik cetvel bulamadığını söyler...
    Elinde bir otuz, bir de yirmi santimlik iki cetvel vardır...
    No :0077
    Adres

    Meleklerden biri öbür dünyada bir Kayserili bir Yahudiyi karşısına çağırarak:
    - Bakın, buradaki davranışlarınız hoşumuza gitti, sizi tekrar dünyaya göndereceğiz.
    Hatta size bir de dilekte bulunma hakkını tanıyoruz. Ne istiyorsunuz, söyleyin bakalım?
    Yahudi hemen atılmış:
    - Bana bol para ihsan edin.
    Melek:
    - Tamam, demiş. Sen ne istiyorsun?
    Kayserili cevap vermiş:

    - Ben mi? Bir şey istemem. Sadece şu arkadaşın adresini verin yeter!
    No :0078
    Kurusun diye

    Jim ile Mary akil hastanesinde iki hastadir. Birgun hastanenin yuzme havuzunun etrafinda dolasirken Jim aniden suya atlayip en dibe batar. Bunu goren Mary hemen ardindan atlar ve dibe kadar yuzup Jim'i kurtarir. Tabii Mary'nin bu kahramanca davranisi hastanede olay olur. Bunu duyan bashekim de Mary'nin artik iyilestigini dusunup, hastaneden derhal taburcu edilmesi emrini verir. Islemler yapilir, belgeler cikartilir, Bashekim ayni gun Mary'nin yanina gider:
    - Mary, sana bir iyi bir de kotu haberim var. Iyi haberim, yaptigin kahramanca davranistan oturu anladik ki akli dengen tamamen yerinde ve boylece hastanemizden taburcu oluyorsun. Kotu habere gelince, kurtardigin hasta, Jim, intihar etmis. Az once odasinin banyosunda kendisini asmis bulundu.
    Mary gayet sakin yanit verir:
    - O intihar falan etmedi ki. Ben onu astim kurusun diye.
    No :0079
    Uçak

    İngilizler iki motorlu bir uçak icat etmişler. Birinci motor patladığında ikinci motor devreye girmektedir. Bunu denemek için İngilizler uçağa yolcuları bindirmişler ve uçak havalanmış. Uçağın birinci motoru patlamış ve o sırada tabelada "Korkmayın, bu bir İngiliz yapımıdır" yazmış. Aradan zaman geçmiş ve ikinci motor da patlamış. Yine aynı "Kırkmayın Bu İngiliz icadıdır" diye yazı geçmiş. Bunu duyan Araplar, kendi aralarında İngilizleri kıskanmışlar ve "İngilizler yapıyorsa biz de yaparız" demişler. Ve Araplar da iki motorlu bir uçak icat etmişler. Yolcuları içine yerleştirmişler. Yolculuk esnasında birinci motor patlamış. Yolcular çok korkmuşlar. O sırada "Korkmayın, bu bir Arap malıdır" diye yazı geçmiş. Aradan zaman geçmiş ve ikinci motor da patlamış. Yine bir yazı geçmiş: "Korkmayın, bu bir Arap malıdır. Şimdi bütün yolcular, dediklerimi tekrarlasın; Eşhedü Enla İlahe İllahlah ve Eşhedü Enla Muhammeden Abduhu ve Resuluh...
    No :0080
    Taksici temel
    |
    Turistin biri taksi şoförü Temel'den şehir turu için belli bir saatte gelip kendisini almasını istiyor...
    Temel ertesi gün gelmeyince kızgın turist şikayet ediyor...
    Temel'i bulup soruyorlar.
    - Niye gelmedin?

    - Pağa söyletiyi toğru ta, acaba pen oğa peçi temiş miyum?



    No :0081
    Son karar

    Adamın biri bi gece karısına sokulur kadın basının ağrıdığını söyleyince adam sorar
    -"eminmisin"
    Kadın
    -"eminim" der.
    Adam
    -"son kararın mı?"diye sorar.
    Kadın
    -"son kararım"deyince adam da der ki

    -"O zaman ben de joker hakkımı kullanıp arkadasımı aramak istiyorum".
    No :0082
    Mehmet

    Teskere zamanı yaklaşmıştır. Aynı tertip askerlerden bazıları oturup bir karar alırlar. Bir daha saf asker Mehmet'e ayak işleri yaptırmayacaklardır. Kararı Mehmet'e açıklarlar. Bu habere çok sevinen Mehmet yine de doğrulatmak için tek tek sorar:
    - "Sen Ali, ayakkabılarını bana boyattırmayacaksın değil mi?"
    - "Evet."
    - "Sen Osman, benim sigaralarımdan otlanmayacaksın değil mi?"
    - "Otlanmayacağım."
    - "Sen Hasan, çoraplarını bana yıkattırmayacaksın değil mi?"
    - "Yıkattırmayacağım."
    Herkesten gerekli yanıtı alan Mehmet:

    - "İyi, ben de bundan sonra karavanaların içine işemiyeceğim.."
    No :0083
    Babammış

    Genç kız sevgilisine telefon ediyordu:
    - Bu gece bize gelmesen iyi olur şekerim. Babamın öfkesinden yanına varılmiyor. Dün geceki kaçamak gezintiyi onun arabasıyla yaptığımızı haber almış!
    - Ne diyorsun! Nereden haber almış acaba?

    - Nerden olacak... Çarptığımız adam babammış da!...
    No :0084
    Baklava

    Temele öğretmeni sormuş:
    -"Söyle bakalım temel,Senin 5 dilim baklavan var.Bana 3 dilimini verirsen kaç dilim kalır"
    Temel hiç istifini bozmadan:
    -"5 dilum"
    -"Temel 3'ünü bana verdin de nasıl oldu bu iş?"

    -"Size vereceğumi çim söyledi??"
    No :0085
    Kuş Yemi

    Kadinin biri petshop'a gidip bir muhabbet kusu almak istemis.. ordan bir tane erkek kusu gozune kestirmis..adama sormus:
    "Bu simdi erkek olduguna gore kesin konusur degil mi?"
    "Tabiii efendim..hem de harika bir secim yaptiniz, bu oyle cinstir ki 2 haftaya kalmaz karsilikli sohbet bile edersiniz" Kadinin cok hosuna
    gitmis,kusu alip eve goturmus. 2 hafta sonra kadin yine dukkana gelmis:
    "Bu kus tek kelime etmedi!!"
    "Imkani yok hanimefendi salincagina cikip sallana sallana gayet guzel konusuyor olmali"
    "Iyi de siz salincak vermediniz ki bana?"
    Boylece adam kadina bir salincak satmis, kadin eve donmus....
    2 hafta sonra kadin yine dukkanda:
    "Bakin beyefendi 4 hafta gecti bu hayvandan hala ses cikmiyor!!!"
    "Gercekten anlamiyorum.... merdivenine cikip oynarken konusuyor olmasi gerekirdi!!!"
    "Merdiven mi? Bunun merdiveni yok ki?"
    Ve adam gule oynaya kadina bir de merdiven satmis. kadin yine evine donmus...
    2 hafta sonra:
    "Beyefendi bir bucuk ay oldu ve bu kustan hala tek bir kelime duyamadim, olmayacak bu is galiba!!"
    "Bakin hanimefendicigim ben bunlardan onlarca sattim biliyorum merdivenine cikip ordan salincagina konarlar ve aynada kendilerini seyrederken bicir bicir konusurlar"
    "Ayna mi."
    Ve adam o gun de bir ayna satmis olmanin mutluluguyla kadini evine gondermis....
    2 hafta sonra petshop'un kapisi acilmis,kadin iceri girmis....elinde kafes, kafesin icinde merdiven, salincak, ayna ve bacaklarini havaya dikmis olu muhabbet kusu....
    "BENI KAZIKLADINIZ!!! ISTE KONUSMAYAN KUSUNUZ VE YANINDA BANA KAKALADIGINIZ IVIR ZIVIRLAR!!!" Adam cok sasirmis....
    "Hanimefendi bu ilk defa basima geliyor inanamiyorum tek kelime etmedimi bu hayvan??????"
    "Valla olmeden once tek bir cumle soyledi"
    "Ne dedi??????????"
    "O DUKKANDA KUS YEMI SATMAZLAR MI?"
    No :0086
    Buralı Değilum

    Adamın biri zilzurna içkiliymiş.Yolda yalpalıya yalpalıya ilerlerken yanından geçen Temel'e demiş ki :
    -Kardeş şu yukardaki güneş mi ay mı?
    Temel:

    -Bilmyrum kardeşum ben buralı değilum.
    No :0087
    Havalar

    Cemal Temel'e anlatıyormuş,
    -Cüneyde olmaliymişuz.Havalar hep güzel oaralarda.

    -Zavallularun konuşacak bişeyleride yoktur..
    No :0088
    Dört tane

    Tursun sormuş Temel'e:
    - Ula Temel Sen kaç dua biliyorsun;
    Temel:
    - Dört adet dua pileyrum demiş.
    Tursun:
    - Hangilerini pileysun demiş.
    Temel:
    - Üç ihlas bir Elham'i pileyrum.
    No :0089
    Cafer Ağa

    Erzurum Belediyesinin kurulus yillarinda fahri olarak her ise kosusturan Cafer Aga'nin bu gayretkesligini ödüllendirmek için Ankara'ya gidecek heyete onu da yazmislar.Cafer Aga bu haberden çok memnun olmus.Öyle ya ekabir-i memleketten olmasa heyete adini yazarlar mi?
    Cafer Aga o aksam eve hergünkünden farkli bir havayla gelince hanimi merak edip sormus:
    -Cefer, o gözel sufatin niye ele töhmüs, mosolun asmissan, biseye mi sinirlendin?

    -Ben sinirlenmim kim sinirlensin!Bihdim usandim.Sohahlar mi temizlenecah, gel Cefer Aga, çölpühler mi payhlanacah, gel Cefer Aga. Sindi de Engere'de hökümatin isi bozulmus, gel Cefer Aga!
    No :0090

    Mehmet

    Teskere zamanı yaklaşmıştır. Aynı tertip askerlerden bazıları oturup bir karar alırlar. Bir daha saf asker Mehmet'e ayak işleri yaptırmayacaklardır. Kararı Mehmet'e açıklarlar. Bu habere çok sevinen Mehmet yine de doğrulatmak için tek tek sorar:
    - "Sen Ali, ayakkabılarını bana boyattırmayacaksın değil mi?"
    - "Evet."
    - "Sen Osman, benim sigaralarımdan otlanmayacaksın değil mi?"
    - "Otlanmayacağım."
    - "Sen Hasan, çoraplarını bana yıkattırmayacaksın değil mi?"
    - "Yıkattırmayacağım."
    Herkesten gerekli yanıtı alan Mehmet:

    - "İyi, ben de bundan sonra karavanaların içine işemiyeceğim.."
    Cemal Temel'e dert yanar,
    -Pütün sülalemi tanumak,hepsiyle görüşmek istiyrum.
    -Çok basit,piyango çiti diya bir soylenti yay,hepsi senu cormeye celur.Yeni akrabalarun bile olur daa..
    No :0091
    Kapı

    Temel birgün banyo ediyormuş.Anahtar deliğinden kimse bakmasın diye kapıyı sökmüş...

    No :0092
    Akraba

    Cemal Temel'e dert yanar,
    -Pütün sülalemi tanumak,hepsiyle görüşmek istiyrum.
    -Çok basit,piyango çiti diya bir soylenti yay,hepsi senu cormeye celur.Yeni akrabalarun bile olur daa..

    No :0093
    Yol yok

    Tatile cikmis bir grup kiz arkadas, bes yildizli bir otelin onunden gecerken bir an duraklarlar. Otelin kapisinda;
    "Yalnizca bayanlar icin..." yazan bir afis asilidir.Yanlarinda esleri ya da erkek
    arkadaslari olmadigi icin, bu otelde konaklamaya karar verirler.Resepsiyondaki akillara ziyan derecede yakisikli genc, bayanlara otelin "usulleri"uzerine kucuk bir brifing verir:
    -"Otelimiz bes katlidir. Teker teker katlari cikin. Arzunuza hitap eden katta kalabilirsiniz.Hangi katta ne oldugunu aciklayan kucuktabelalar size yardimci olacaktir.Yalniz dikkat edin, bir kez ust kata
    ciktiniz mi,bir daha bir alt kata inemezsiniz.Mukemmel adamin pesinde,
    Bizimkilerin icini bir heyecan kaplar.
    Bu epey ilginc bir tatil olacaga benziyordur. Hemen merdivenlere davranirlar.Birinci kattaki tabelada;
    -"Bu kattaki erkeklerin hepsi kisa boylu ve vasat tiplidir," yazmaktadir.Hep birlikte burun kivirip, ikinci kata dogru hamle ederler. Buradaki tabela da cok parlak seyler
    vaad etmez:
    -"Bu kattaki erkeklerin hepsi kisa boylu ve yakisiklidir." Kadinlar elbette ki buna da bir omuz silkerler. Ucuncu kata geldiklerinde gozlerine uzerinde;
    -"Bu kattaki erkeklerin hepsi uzun boylu ve vasat gorunumludur," yazan tabela carpar...Dogal olarak dorduncu katta sanslarini dememeye karar verirler. Nihayet karsilarina;
    -"Bu kattaki erkeklerin hepsi uzun boylu ve yakisiklidir," yazan ilan cikar.Kadinlar, hormonlari bedenine dar gelen ergen kizlarin coskusuyla bagirisir ve birbirlerine sarilirlar.Fakat yine de o galeyan icinde, hala yukarida bir kat daha kalmis oldugunu hatirlarlar..Kisa ama yogun bir istisare sonucu, son katta sanslarini denemeye karar verirler.Oyle ya, sonucta her ciktiklari kat, bir oncekinden daha iyi bir "cesit" vaad etmektedir.Heyecanla besinci ve sonuncu kata tirmanirlar.Zirve'deki tabelada yazanlari dehset icinde okurlar:

    -"Burada erkek falan yok.Bu kat, yalnizca kadinlari memnun etmenin bir yolu olmadigini kanitlamak amaciyla insa edilmistir..."

    No :0094
    Korkutacak

    Karnesini yeni alan Ahmete annesi sorar:
    -Oğlum karnen nerde
    -Anne arkadaşıma ödünç verdim
    -Niye oğlum

    -Babasını korkutacakmışta

    No :0095
    Hayvansever

    Birgün Temel, bir penguene tasma takmış ve onu şehrin ana caddesinde köpek gibi gezdirmeye gibi gezdirmeye başlamış. Yolda, Temel'i gören bir hayvansever hayretler içinde Temel'e seslenmiş:
    -Ne yapıyorsunuz kardeşim! Yazık değil mi bu hayvana! Çabuk tasmayı çıkarıp bu zavallı pengueni hayvanat bahçesine götürün!
    Aradan 1-2 saat geçmiş. Hayvansever ile Temel ve penguen yine yolda karşı karşıya gelmişler. Adam, Temel'e gengueni neden hayvanat bahçesine götürmediğini sormuş. Temel de hayvansever vatandaşa şöyle cevap vermiş:
    -Hayvanat bahçesine götürdüm. Orada gezdirdim. Çok sevindi. Şimdi de sinemaya götürüyorum...

    No :0096
    Mücaele

    Polis müdürü basın toplantısında bilgi veriyordu...
    - Fuhuşla mücdeleye öncelik veriyoruz. Çok yer tespit ettik. Soru sormak isteyen var mı?
    - Gazeteci Temel hemel atıldı,

    - Şu anlattığun yerlerin pağa adresini verepilir misunuz?

    No :0097
    Tabanca

    Temel ile Dursun oturuyorlarmış. Dursun Temel'e sormuş:
    -Ula Temel, biz tabancadan bakarken niye bir gözümüzü kapatıyoruz?
    -Ula Dursun ne kadar salaksın. İki gözümüzü de kapatırsak ne görecegiz!...


    No :0098
    Helbet

    Gürcükapida sira sira müsteri bekleyen faytonlardan birine kibar bir adam yanasarak faytoncuyan "binebilir miyim" diye sorunca faytoncu:
    -Helbetde binebülürsen, dedikten sonra kendi kendine söylenmeye baslar:

    -Vola bu dünyada da ne tevür adamlar var; hem para verir hem de binebülürmiyem diye sorir. Sormiya ne lüzüm, parasini verdihdan sonra teyyariya bile binebülürsen!

    No :0099
    Kaldurmayın

    Doktor Temel'e hastası soruyor:
    -Ne zaman kolumu havaya kaldırsam çok büyük ağrılar başlıyor.Ne yapmam lazım.
    -Kolunuzu havaya kaldurmayın

    No :0100
    Büyük mucize

    Öğretmen derste,
    -Hazreti Yunus balinan karnından sağ çıktı.Bundan daha büyük bir mucize düşünebiliyor musunuz?
    Öğrenci Temel atılmış,

    -Tersi daha büyük bi tehlike olurtu..

    No :0101
    Evliymişiz gibi

    Soğuk ve karlı bir gecede tipiden yolunu kaybeden bir işadamı ve sekreteri arabalarını terketmek zorunda kalırlar ve uzun bir yürüyüşten sonra üşümüş ve ıslanmış durumdayken bir kulube bulurlar.Kulubede bir yatak, bir uyku tulumu ve birsürü battaniye bulunmaktadır. Geceyi geçirmeye hazırlanırlar ve işadamı bir centilmen olarak, yatağı sekreterine verir.
    - Ben yerde uyku tulumunda uyurum, der.
    Sekreter yatağa yatar, adam uyku tulumunun içine girerek fermuarı çeker. Bir süre sonra tam uyumak üzereyken, sekreterinin sesini duyar:
    - Efendim, ben çok üşüyorum. Adam fermuarı açar, uyku tulumundan çıkar, bir battaniye alıp kadının üzerine örter, tekrar uyku tulumuna girer, tam uyumak üzereyken yine sekreterinin sesini duyar:
    - Efendim, ben hala çok üşüyorum. Adam yine fermuarı indirir, tulumdan çıkar, bir battaniye daha alıp kadının üstüne örter, uyku tulumuna girerek fermuarı çeker. Tam uykuya dalacağı sırada yine duyar:
    - Ben yine çoooook üşüyorum.
    Adam yattığı yerden:
    - Bir fikrim var, der. Burası ıssız bir yer. Neler olduğunu kimse göremez, istersen evliymişiz gibi davranabiliriz.
    Genç kadın kıkırdar:
    - Tamam, bana göre hava hoş. Adam yattığı yerden avazı çıktığı kadar bağırır:

    - Öyleyse kalk ve kahrolası battaniyeyi kendin al!
    avatar


    Karizma Puanı : 0
    Kayıt tarihi : 01/01/70

    Dev Fıkra Arşivi 1 Empty Geri: Dev Fıkra Arşivi 1

    Mesaj tarafından  Paz Nis. 04, 2010 2:14 pm

    Very Happy ellerine sağlık

      Forum Saati Cuma Kas. 15, 2024 10:41 am