No :0102
Korkutmak
Adam işten eve erken gelir ve içeri girdiğinde yatak odasından sesler geldiğini duyar.. hemen odaya dalar ve karısını yatakta ter içinde ve çırılçıplak bulur:
"Neler oluyor???"diye sorar..
Kadın cılız bir sesle "kocacığım kalp krizi geçiriyorum" diye mırıldanır..
Adam hemen salona koşup ambulans cağıracağı sırada 4 yaşındaki oğlu koşa koşa gelir ve "Babaaaaaa!!! Mick amcam sizin gardropta saklanıyor ve çıplaaaaaak!!!!" diye bağırır..
Adam bunu duyunca hırsla telefonu fırlattığı gibi odaya koşar, gardrobun kapısını açar ve erkek kardeşi hakkaten de çıplak vaziyette oradadır..
Bunun üzerine adam hışımla bağırır:
"SENİ KALINKAFALI!!! BENİM KARIM IÇERDE KALP KRİZİ GEÇİRİYOR, SEN ETRAFTA ÇIPLAK DOLAŞARAK KÜÇÜCÜK BİR ÇOCUĞU KORKUTMA PESİNDESİN!!"
No :0103
Cüzdan
Cemal Temel'e anlatıyormuş.
-Eskiten para yokmuş.Uşaklar alduklarunu puğtay,sepze,koyun,inekle ödiymuş.
-Pence iyi bir yol teğül.İnsan punları cüzdanunda nasul taşur.
No :0104
Ferrari-Porshe-Murat
Arıza yapan Murat şoförü, o sırada yoldan geçmekte olan bir Ferrari'yi durdurur ve kendisini benzinliğe kadar götürmesini rica eder Murat' Ferrari'nin arkasına bağlarlar. Ferrari'yi kullanan "yalnız, ben hızlı şoförüm" der ve ekler:
-Eğer fazla hızlanırsam sellektör yap ben de yavaşlayayım.
Çıkmışlar yola. Ferrari hızlanmış, Murat sellektör yaparak yavaşlatmış, bir kere, iki kere... Daha sonra Ferrarici bakmış arkadan Porshe geliyor. Durdurmuş adamı ve "Benzinliğe kadar yarışalım" demiş. Başlamışlar yarışa. Helikopterle gözetim yapan trafikçiler, bunları görmüş. Heyecanla telsiden bilgi vermeye başlamış:
-Bir Ferrari bir de Porshe yarışa girmişler. İşin tuhafı arkadaki Murat da durmadan sellektör yaparak onları sollamaya çalışıyor...
No :0105
Bizim Köy
Teröristler köy basıyor ve herkezi toplayıp tarayacaklar.Terorist başı bir şans tanıyalım diyor ve erkekler tek siraya giriyor.Karıları erkeklerini şeylerinden tanirsa kurtulma hakkı veriyor ve kadınların gözleri baglanıyor.İlk kadın:
-"Bu degil bu degil degil degil bu!!"diyor ve buluyor kocasını ,kurtuluyor.Sıradakide aynı şekilde 1 ,2,3 hep aynı.Terorist şaşırıyor kendide geçiyor siraya kadın başlıyor
-"Bu degil bu degil bu degil bu degil bu bizim köyden degil"
No :0106
Nerden nereye?
Temel'in kızı Fadime babasına sormuş,
- Annemle evlendiğinizde Pen nerdeydum?
Temel:
- Palayina ciderken benumleydun. Tönerken annene gectun.
No :0107
Çok Kolay
Ünlü bir bilim adamı özel otomobiyle konferans vermeye giderken, uzun yıllardır onunla çalışan şoförü sıkılarak bir teklifte bulunur:
-Sizin konferanslarınızı dinleye dinleye virgülüne kadar ezberledim efendim. Ne olur izin verin, bu konferansı sizin yerinize ben vereyim.
Bilim adamı öneriyi kabul eder. Şoför, arka koltuğa geçer. Bilim adamı, şoförün şapkasını giyip öne oturur. Konferansın verileceği salona varırlar. Şoför, kürsüye çıkar, hiç teklemeden çok güzel bir konuşma yapar ve sorar:
-Sorusu olan var mı?
Ülkenin ciddi bilim adamlarından biri oldukça zor bir soru sorar.. Şoför hiç tereddüt etmeden şöyle der:
-Çok kolay bir sru bu, şoförüm bile bilir. Gidip çağırayım, sizin sorunuzu o yanıtlasın...
No :0108
Elektrikli Sandalye
Elektrikli sandalyede ölümü bekleyen Temel yanındaki gardiyana;
-Elimi tutar misun çok korkiyrum!
No :0109
Guş
Kayserili,büyüksehre gelen bir vatandasimiz çevreyi seyrederken havada bir kuş sürüsü görmüs ve öylesine mirildanmis:
-Vay be! Guslara bah. Ne güsel de uçuyorlar..
O sirada yaninda duran bir bayan seslenmis
-Onlar gus degil, kuş!
Bizim ki de mirildanmis yine, saskinlikla:
-Alla Alla, amma da guşa benziyorlardi halbuki..
No :0110
Telefon Faturası
Adamin biri evine gelir ve posta kutusunda telefon faturasini görür.Bir bakar ki 3 milyar küsür lira fatura. Beyninden vurulmusa döner.
Hemen ayrintili fatura ister. Fatura gelir. Aranan bütün numaralar adamin arkadaslarina ve dostlarina aittir.Adam
-"Bu nasil olur? Ödeyecegiz mecburen" der.
O sirada gözü papaganina takilir. Bir an tereddüt eder.
-"Yok canim hayvancagizin günahini aliyorum" der içinden ama süphe de devam etmektedir.
-"Ya yapmissa", "Yok, yok yapmamistir...."
Gece papagani gözlemeye karar verir. Papagan kafesinden çikar ve telefonun basina gidip rehberi açar, adamin arkadaslarini tek tek arayip saatlerce konusmaya baslar.Adam sinirden çildirmis bir sekilde papagani yakalar ve kanatlarindan duvara çiviler. Papagan çarmiha gerilmis bir vaziyette duvarda asili kalmistir. Adam sinirle papagani azarlar;
- "Bir hafta burada asili kal da aklin basina gelsin. Çek bakalim cezani !"
Adam gider. Papagan bir bakar karsi duvarda çarmiha gerilmii Isa durmakta.
Hemen muhabbet koyulur;
- "Birader sen ne kadardir buradasin?"
- "2000 yildir buradayim" der Isa.
Papagan hayretler içinde kalmistir;
- "Ohaaaa!.. Nereyi aradin lan öyle?"
No :011
Tatlı
Adamın biri tatlıya bayılıyormuş;tatlı yemiş bayılmış..
No :0112
Çok katlı
Temel Almanya'da bir otele giderek oda fiyatlarını sormuş.
- Birinci kattakiler iki yüz mark, ikinci kattakiler yüz doksan mark,
üçüncü kattakiler yüz seksen mark, dördüncü kattakiler yüz yetmiş mark,
en üst kattakiler yüz altmış mark...
- Teşeççür eterum, penum içun yeterunce çok katlu tegül.
No :0113
Lazın Eczanesi
Lazın eczanesine eli silahlı, yüzü kadın çoraplı iki soyguncu girmiş ve ellerindeki silahi Laza doğrultup:
- Çabuk kasadaki herşeyi ver !
- Özür dilerim, reçetesiz hiçbirşey vermiyoruz.
No :0114
Çeşitli
Fadime köfteleri irili ufaklı yapıyormuş,
-Niye hepsini aynı büyüklükte yapmıyorsun?
-Temel piraz çeşutlu yemek yap dedi de..
No :0115
99 Aslan
Avcının biri palavra sıkıyormuş..
-"Geçen yaz Afrika'da 99 aslan vurdum.." Arkadaşı dayanamamış,
-"100 de şuna bari" demiş. Avcı da
-"1 aslan için yalan mı söyliycem sana" demiş.
No :0116
2 hafta önce
Kız nişanlısını eve çağırdı :
-Otur Ali`ciğim.Evlenmeden önce tüm mazimi sana açıkça anlatmalıyım.
-İyi ama hayatım iki hafta önce anlatmıştın ya...
-O iki hafta önceydi hayatım.
No :0117
Kaybolmuş
Mahallenin iki afacan kardesi tüm mahalleliyi biktirmis. Sürekli ana-babalarina sikayet geliyor mahalleliden. Kirilan camlarin, kuyruguna teneke baglanan kedilerin,lastigi indirilen arabalarin sorumlusu hep afacan kardesler.
Ana-babasi usanip bu durumdan kilisenin papazina anlatirlar durumu ve yardim isterler. Papaz "gönderin çocuklari konusayim" der.
Çocuklari gönderirler. Papaz önce büyük oglani çagirir. "Söyle bakiim evladim,Tanri nerede?". Çocuk susar. Papaz tekrar sorar:"evladim söylesene Tanrimiz nerede?". Çocuk susmaya devam eder. Papaz israrla sormaya devam eder, çocuk susmaya.. Sinirlenir Papaz,"konussana be çocuk nerde Tanri?".
Çocuk aniden firlar,kiliseden kosarak kaçiyorken seslenir kardesine "kaçalim çabuk!". Eve giderler,odalarina çikip kapiyi iyice kapatirlar,küçük oglan sorar büyügüne "neden kaçiyoruz?" Büyük yanitlar:
"iste simdi hapi yuttuk, Tanri kaybolmus bizden biliyorlar!!!"
No :0118
Metod
Temel mağazada tezgahtara,
-Lütfen elunuzi verir misunuz?
-Analayamadım efendim.
-Kalapaluğun içinde karumu kaypettum.Çok açilen pulmam cerekeyi.
No :0119
Besbelli Sarhoş
Yaşlı ve çirkin bir kadın soluk soluğa karakola gelip şikayetçi olur :
-Adamın biri beni bir saattir izliyor, kendimi buraya zor attım, galiba sarhoştu memur bey, der.
Polis çirkin kadını tepeden tırnağa süzüp cevaplar :
-Galiba değil, besbelli sarhoşmuş, der.
No :0120
Günaydın
Balayındaki 70'lk Temel'in kaldığı otele yeni evli iki damat gelir.Sabah kalktıklarında geceki performansları kadar "günaydın" demeye karar verirler.Sabah genç damat,
-Günaydın,günaydın,günaydın,günaydın!
Orta yaşlı olan
-Günaydın,günaydın,günaydın
Temel
-Selemınaleyküm
No :0121
Gındıllandım
Tahsin Tllioglu bey San'at Mektebi'nin müdürü iken Il Milli Egitim Müdürlügüne bir yazi yazar.Sonunu da "rica ederim" diye baglar.
Buna sinirlenen Mili Egitim Müdürü telefonla:
-Tahsin bey, burasi bir üst makam buraya "arz" edebilirsiniz, "rica ede-mezsiniz" deyince:
-Peki Müdür beg, Bakanliga yazanda da "gindillanim" mi diye yazacayih!
No :0122
En iyi vali
Adamin biri Erzurum'a vali tayin edilmis. Gitmis, görevi devralmis. Halki ve çevreyi tanimak için çiktigi gezilerin birinde köy halkina sormus :
-Simdiye kadar Erzurum'a tayin edilmis valiler içinde size en çok hizmet eden hangisiydi?
Köylünün biri cevap vermis :
-Sizden iki önceki valiydi ; Mehmet Pasa.
-Yaaaa, öyle mi, peki size ne gibi hizmetler yapti?
-Daha Erzurum'a gelirken, yolda, Bayburt'ta öldü!
No :0123
Sihirli Keman
Temel birgün ava gitmeye karar vermis, sihirli kemanini, tüfegi almis ve ava gitmis
Av esnasinda bir aslanla gözgöze gelmisler.
Temel tetige basmis tüfek patlamamis. temel kemani çalmis ve aslani uyutmus.Eve gelmis ve tekrar ava gitmis.Aslanla yine gözgöze gelmis
Tetige basmis, gene patlamamis, hemen kemani çikarmis, çalmis ama aslan onu parçalayip yemis.Agaçta iki maymun konusuyormus, biri demis :
-"Ben sana demedim mi, bu bizim sagir aslana denk gelirse isi biter.."
No :0124
Çabukluk
Hemsireleri Temele,
-Çok agir kanlisin, her seyi agir yapaysun. Hiç çabuk yaptigun pi sey yok mu?
-Çabuk yorulayrum.
No :0125
Ayı avı
Istanbul'da yasayan bizim Temel av sporuna merak salar.Av icin gerekli malzemeleri alir. Birkac gun avlanir.Birgun kahvede otururken Bizim Temel baslar maceralarini anlatmaya.
Derki:
-Birgun tufegimi aldim Belgrad Ormanina gittim.Yarim saat gezdikten sonra bir baktim beyaz bir ayi bana dogru geliyor.Tufegimi dogrultmamla ates etmem bir oldu. Tek kursunla ayiyi yere serdim.
O sirada arkadaslarindan birisi:
-Hadi ulan oradan Belgrad Ormaninda ayinin ne isi var.der.Tabi bizim Temel bu lafin altinda kalir mi.Hemen:
-Haçan ayi bu ne bilsun oranin Belgrad Ormani olduguni,der.
No :0126
Marifetli Köpek
Temel birgün kahvede otururken köpeği gelmiş, temel köpeğe 1.000.000 tl vererek gitmesini söylemiş köpek 15 dk sonra ağzında sigara paketi ile görününce kahvenin ağzı bir karış açık kalmış...
2 gün sonra dursun temele:
-ula temel,demiş geçen gün senin köpeğe 2.000.000tl verdim.bütün gün yolunu gözledim gelmedi!
temel ise cevabı yapıştırır:
-Ula hemşerum yalnış iş yapmışsun.bizim köpeğe 2.000.000tl
verince sinemaya gider!
No :0127
Papaz ile Zangoç
Papaz, iki metre ilerisinde duran zangoça sormuş:
"Gizli gizli sen mi içiyorsun kutsal şarabı?"
Zangoç'ta derin bir sessizlik...
lyice köpürmüş Papaz:
"Sana soruyorum be adam! Duymuyor musun?"
"Hayır, buradan hiçbir şey duyulmuyor efendim!"
Olacak şey mi! İki adım öteden beni duymuyorsun..." Zangoç bıyık atından gülmüş; "İsterseniz yer değiştirelim, anlarsınız..." Yer değiştirmişler.
Bu kez Zangoç seslenmiş:
"Kilise için toplanan yardımları kim iç ediyor?" Papaz kendi kendine söylenmiş:
"Hakikaten yahu! Buradan hiçbir şey duyulmuyor."
No :0128
3 Arkadaş
Adanali Cemal, Kayserili Kemal ve Temel bu uc arkadas Bogaz Koprusunde tamir yapiyorlarmis ve karilarida bunlara yemeleri icin
bir seyler hazirliyormus. Ama hep ayni seyler. Kayserili yemek torbasini aciyor pastirmali ekmek. Adanali aciyor kofte ekmek.
Temel aciyor ekmek arasi hamsi. Bu hep boyle devam ediyormus. Neyse gunlerden birgun bunlarin canina tak etmis ve demisler
yine ayni seyleri hazirladilarsa kendimizi kopruden atalim. Adanali bakmis ekmege kofteli hop assaga atlamis,Kayserilininki de
pastirmali,oda atlamis asagi. Temel bakmis hamsili, o da dayanamamis ve atlamis.Bunlarin evlerinde de agit yakiliyormus.
Adanalinin karisi: -Vah zavalli kocacigim kofte ekmegi ne cok severdi hep kendi ellerimle hazirlardim.
Kayserili -Vah zavalli kocacigim pastirmali ekmegi ne cok severdi hep kendi ellerimle hazirlardim
Karadenizli ise -Vah zavalli kocacigim hamsi ekmegi ne cok severdi her sabah kalkip kendi hazirlardi..
No :0129
İki yüze
Balikci Temel'e, bir musteri hamsinin fiyatini sormus.
-Bes yuz bin..
-Karsidaki balikcida dort yuz bin.
-Sen de git ordan al.
-Orada kalmamış.
-Bende de kalmasa ben iki yuze satarim.
No :0130
Muhtaç olmamak
Cimri vede bos bogazin biri Hocaya: Ya nasrettin hoca demis demek parayi cok seviyorsun..Acaba neden ? Hoca cevabini yapistirmis. Senin gibilere muhtac olmamak icin.
No :0131
İyilik meleği
Adamın işi varmış, Ankara'ya gidiyormuş, tam uçağa binerken kulağında bir
ses :
-Binme, bu uçak düşecek!
Dönmüş, bakmış, kimse yok, ama içine de bir kurt düşmüş, binmemiş.
İkinci uçağı beklerken kara haber ulaşmış :
-Uçak düştü kurtulan olmadı!
Koşmuş Haydarpaşa'ya, bilet almış, tam trene binecek, aynı ses kulağında
-Binme bu trene, raydan çıkacak!
Dönmüş, bakmış yine kimse yok, trene binmemiş, gelmiş eve, sabah gazeteyi açınca tüyleri ürpermiş -Tren Eskişehir'de raydan çıktı şu kadar ölü, şu kadar yaralı...
Allahına şükretmiş, koşup otobüse bilet almış, tam binerken yine o ses :
-Bu otobüse binme, freni patlayacak!
Dönmüş yine kimse yok! Dayanamamış, bağırmış :
-Sen kimsin yahu?
-Ben senin iyilik meleğinim!
Adam iyice kızmış :
-Ulan evlenirken neredeydin!
No :0132
Ekmek var mı?
Ördeğin biri bara girer ve barmene sorar:
-"Ekmek var mı?"
-"Yok..."
-"Ekmek var mı?"
-"Yok..."
-"Ekmek var mı?"
-"Yok!"
-"Ekmek var mı?"
-"Yok kardeşim!"
-"Ekmek var mı?"
-"Eğer bir daha bunu sorarsan seni duvara çivilerim!"
-"Çivi var mı?"
-"Yok!"
-"Ekmek var mı?"
No :0133
Çıkış
Iki iskocyalı kasabada bir tiyatro acmislar, fakat iskoclar malum cok cimri, kimse para vermek istemediginden her gun sifir cekiyorlarmis. Bakmislar olacak gibi degil, dusunmusler ne yapalim ne edelim diye. En sonunda birinin aklina bir fikir gelmis.Ertesi gun her tarafa ilanlar asiliyor.
"Cumartesi gunu tiyatromuza giris bedavadir."
Kasaba halki bedavayi bulmus kacirir mi. Cumartesi gununu. Tiyatro ful cekmis, bizimkiler mukemmel bir oyun sergiliyorlar. Herkes ayakta alkisliyor. Oyun bittikten sonra kasaba halki cikisa dogru yonelmis ama ne gorsunler ? Kapilar kilitli ve su yazi yaziyor :
"Cikis 10 sterlin"
No :0134
Bakanlık
Bir devlet dairesinin büyük bir odasında 8-10 memur çalışırmış.Bunlardan iki tanesinin masaları karşı karşıya olmasına rağmen
senelerden beri hiç birbirleri ile konuşmamışlar, tanışmamışlar.Memurlardan biri saat tam beşte önündeki bütün dosyaların muamelesini bitirir ve çıkıp giderken diğer memur önündeki dosyaların işi bitmediği
için hep geç kalırmış.Bu böyle senelerce sürüp gitmiş. Bir gün dehşetli bir kar fırtınası
başladığı için kimse daireden çıkamamış. Bütün gece orada kalmak zorunda olduklarını anlayan memurlar dışarıdan kebap, lahmacun, rakı getirtip eğlenmeye başlamışlar.Masaları çok yakın olduğu halde birbiri ile hiç konuşmayan iki memur alel acele kurulan rakı masasında da yan yana düşmüşler.Bir tanesi kadehini kaldırıp
-'Yahu arkadaş bu kadar senedir hiç konuşmak kısmet olmadı. Haydi şerefe!' demiş.Öteki de
-'Şerefe arkadaşım' deyip mukabele etmiş.Kadehi ilk kaldıran
-'Arkadaşım senelerden beri konuşmadık. Bari bundan sonra arada bir iş bitince beraber çıkalım, köşedeki meyhanede bir iki kadeh çekelim'demiş. Öteki memur
-'Çok iyi olur ama benim işim sizinki gibi
saat 5 te bir türlü bitmiyor. Siz nasıl oluyor da işiniziz tam zamanında bitirebiliyorsunuz?' diye sormuş.Öbürü cevap vermiş
-'Kimseye söylemiyeceğine dair söz verirsen sana bir sırrımı açıklayacağım' demiş ve anlatmaya başlamış
-'Bana karışık, içinden çıkılması zor olan bir dosya getirdikleri zaman üstüne 'Ahmet bey'e havale' yazıp kaleme geri gönderirim. Senelerce önce 'Nasıl olsa bu koca bakanlıkta bir Ahmet bey vardır' diye düşündüm ve haklı çıktım. Şimdiye kadar havale ettiğim
dosyaların hiç biri bana geri gelmedi.'.Öteki adam ayağa kalkmış, elini uzatmış ve
-'Galiba artık tanışmamızın zamanı geldi,
bendeniz Ahmet' demiş..
No :0137
Kravat
Turistin biri Cezayir'de çölde susuz bir şekilde sürünüyomuş.Birden dükkan gibi bi yer görmüş ve oraya giderek:
-Su...lütfen bir yudum su
Adam:
-Beyeefendi maalesef suyumuz yok ama isterseniz kravat verebiliriz
Turist:
Ben napıyim karavatı susuzluktan geberiyorum
der.Adamda ona 2km. güneyde bi yer olduğunu,oraya gitmesini söyler.Turist güç bela oraya varır ve:
-Su... birazcık suuu
Adam:
-Maalesef beyefendi buraya kravatsız giremezsiniz!!
No :0138
Temel İcadı
"Dünya Genetik Projeler Yarışması" yapılıyormuş. Tüm ülkelerden genetik profesörler yarışmaya çalışmalarıyla katılmış. İlk olarak Fransız profesörü anlatmaya başlamış:
-Ben, inek genleriyle tavuk genlerini birleştirdim. Ortaya çıkan mahlukatın eti, kırmızı et kadar lezzetli, beyaz et kadar sağlıklı oldu.
Ardından diğer çalışmaları ülke ülke gezmeye başlamışlar. Sıra Türkiye'den Temel'e gelmiş. Juri başkanı.
-Sizin çalışmanız nedir?
-Ben karpuz genleriyle hamamböceği genlerini birleştirdim.
Birden tüm Jüri üyelerinden bir kahkaha kopmuş ve başkan, Temel'e:
-Bu çalışma ne işe yarar?
-Acayip işe yarıyor! Karpuzu kesiyorsun, çekirdekleri kaçışıyor...
No :0140
Erkek
Hamile kadın evde tek başınayken sancısı tutar ve hemen bi taksi çagırır.Taksi gelirKadın arkaya koltukların tam ortasına oturur.Sancısı
agırlaştığı için kendini biraz koyverir.Bu arada şöföre sorar:
-"Şöför bey sizce erkemi yoksa kızmı olur"
Şöför aynadan bakarak kadına "erkek" der.Kadın:
-"Nerden bildin"der.Şöför:
-"Bıyıklarını gördüm" der
kısaltma
dilbilgisi dersinde öğretmen
- "sarı saçlı kız elleri pencerenin pervazına dayalı halde
dışarı baktı ve güldü" cümlesini kim bana kısaltabilir?
temel hemen ayağa kalkar ve şöyle der
- orospi!
Güvence
temelin 12. oğlunu askere çağırmışlar, ondan önceki 11
tanesi askerde olduğu için temel itiraz etmiş
-haçan söyleyun padişahunuza penum şeyime güvenup
sağa sola savaş açmasun!
Muz
İki kadın manava gider :
- Lütfen iki muz verir misiniz ?
Manav, muzları tartar ve 3 tane vereyim bir kilo olsun der.
Kadınlardan daha ufak olan ötekine döner :
- Olsun n'apalım, birini de yeriz.
Tünel İhalesi
Mısır hükümeti, Kızıldeniz'in altına tüp geçit yapmak için ihale açmış.
İhaleye İngiltere'den, Amerika'dan, Japonya'dan ve Türkiye'den de Temel'in
firması olmak üzere birer firma katılmış. Firmaları teker teker mülakata
çağırıp teknik bilgi istemişler.
İngiliz firması :
- Biz iki taraftan da eşzamanlı olarak tüneli kazmaya başlarız ve
denizin altında tam ortada buluşuruz. Tüneller arasında maksimum
bir metre fark olur. 30 metre enindeki tünelde de bir metreyi rahatlıkla
düzeltiriz demiş.
Amerikan firması:
- Biz de iki taraftan kazmaya başlarız ve tam ortada buluşuruz maksimum
50 cm fark olur, onu da düzeltiriz demiş.
Japon firması :
- Biz iki taraftan kazmaya başlarız ve tam ortada buluşuruz. Biz de fark olmaz, demiş.
Sıra bizim Temel'e gelmiş. Temel :
- Valla biz de iki taraftan kazmaya başlarız. Ortada buluştuk buluştuk, buluşamazsak
iki tane tüneliniz olur.
Ayna
Erzurum'a ayna Gelir.
Şıhbızın köyünde, o tarihe kadar kimse ayna görmemiştir.
Adamın biri, ilk rastladığında, aynayı alıp bakmaya başlar.
Ardından, aynada gördüğü kişiyi ölen kardeşi zannedip ağlamaya başlar :
- Vay benim zavallı gardaşım, vay benim zavallı gardaşım.
Aynayı koynuna alıp yatar. Hanımı, eşinin, aynayla yattığını görünce şüphelenir.
Uyandırmadan adamı, aynayı alıp bakar. Öfkeden kudurmuştur.
- Vay ! der heyecanla. Herifim, beni bir garıylan aldatır.
Aynayı alıp, köyün şıhına gider. Aynayı göstererek Şıh Efendi, der.
Benim herif beni bir garıylan aldatır. Aha garı da burdadır.
Şıh aynayı alıp, bakar.
- Bacım, bu, bir garıdan ziyade, gavata benziir.
Sosyal İmkanlar
İki tane eşcinsel İstanbul'da işe çıkarlar. Batılı olan doğulu olana sorar :
- Sizin orda bu işler nasıl olur ?
- Kardaş bizim orda bizi gördükleri yerde döviler sonra götürüp istedikleri
gibi yapiler, daha sonra hakaret vs. arabadan paldir küldür yuvarliler bizi
perişan ediler. Anamızdan emdiğimiz süt burnumuzdan celi.
Vay be demiş batılı olan çok yazık size.
Bu defa doğulu sorar :
- Sizde nasil oli ?
- Bize önce telefon acarlar; uygun muyuz deği lmiyiz diye sorarlar, sonra araba
gönderir evden alırlar, sonra sauna, yemek, sonra gece hotel derken sabah kahvaltı
ve en sonunda da üceretimizi alırız. Bizi tekrar araba ile eve bırakırlar.
- Kardaş valla, sizdeki sosyal imkanlar bizde olsa bizim alayımız ibne olur.
Üç Rahibe
Üç rahibe bir araya gelmiş pederi çekiştiriyorlarmış.
Birinci rahibe:
- Geçen gün pederin odasına temizlik için girdim,
dolabını temizlerken bir de ne göreyim, bir sürü porno dergi.
Hepsini sobaya atıp yaktım, demiş.
İkinci rahibe :
- Ben de geçen gün girdiğimde çekmecesinde çok sayıda prezervatif
vardı, hepsinin ucunu iğneyle deldim! demiş.
Üçüncü rahibe bayılmış...
Kayıp Arama
İki adam mağazada karılarını kaybetmiş hararetle aranıyorlarmış.
Ortada koşuşturup dururken birbirlerine çarpmışlar. Ne oluyor
birader demeye kalmamış, birisi:
- Kardeş kusura bakma karımı kaybettim de onu arıyorum, demiş. Diğeri :
- Asıl sen kusura bakma, ben de karımı arıyorum, demiş.
Daha sonra madem ikimiz de karılarımızı arıyoruz, karılarımızın tipini
birbirimize tarif edelim ve ayrı ayrı yerlerde aramaya başlayalım. Eğer
rastlarsak birbirimize haber veririz demişler. Bir tanesi başlamış karısını tarif etmeye:
- Benim karım, sarışın, mavi gözlü, 21 yaşında, 1. 75 boyunda, 60 kg, topuklu
beyaz ayakkabı ve kırmızı mini etekli tek parça elbise giyiyor, demiş.
Sonra da, peki senin karın nasıl biri ? diye sormuş. Diğer adam biraz düşündükten sonra :
- Boş ver benimkini, seninkini arayalım...
Köy Yolunda
Ali ile Ayşe, tarladan köye dönüyormuş. Ali'nin bir elinde ipinden tuttugu kuzu,
öteki elinde, boş bir kova, koltuğunun altında bir tavuk, omzunda da bir dirgen varmış.
Ayşe ise, bir kucak odun taşıyormuş. Bir ara Ayşe, Ali'ye dönerek:
- Ali, bu yolda seninle yürümekten korkuyorum, bir gün sen bana saldıracaksın, demiş.
Ali de :
- Yapma yahu, elimde bunlar varken, sana nasıl saldırabilirim ki ? diye yanıtlamış.
Bunun üzerine Ayşe :
- Ne yani ? Dirgeni yere batırıp kuzuyu ona bağladıktan sonra,
tavuğu da kovanın altına kapatmayı düşünemeyecek kadar aptal mısın sen ?
İran Halısı
Halıcının elinde çok değerli bir iran halısı varmış. Herkes halıya bakmaya gelir,
fiyatını pahalı bulunca da başka bir halı alır gidermiş. Bir gün kadının birisi halıya
bakmak için yere eğilirken osurmuş. Suçunu bastırmak için de hemen doğrulup :
- Bu halı kaç para, diye sormuş. Halıcı :
- Hanımefendi halıya sadece bakmakla osurdunuz, fiyatını söylesem
herhalde mağazanın ortasına sıçarsınız.
Temelden-25 Fıkra
1 - Temel ve Kraliçe Elizabeth
Temel Istanbul a gelmis, yürüyormus.Bu arada 5 dakikada bir top atislari duyul-
maktaymis. Merak edip sormus. "Hemserim bu top atislari neyin nesi?" diye.
Kraliçe Elizabeth in gelmesi sebebiyle top atisi yapildigi anlatilmis.
Aradan yarim saatgeçmis ve top atislari halen sürmekteymis. Temel yine
sormus bir baskasina "Bu top atislari neden?" diye. Ayni cevabi alinca
söylenmis: "Ulan, yarim saattir bir kariyi vuramadilar, be!"
2 - Temel ve Sevgilileri
Temel in 3 tane sevgilisi vardir.Biri ögretmen, biri doktor, biri de santralcidir.
Fakat ögretmenle evlenmeye karar verir. Bunu bilen arkadasi sorar "Niye
ögretmen de digerleri degil?" diye. Temel de ona döner:
-Ula der, bilmez misin doktorlar "bugün git yarin gel" der, santralci de "su an
mesgul daha sonra tekrar deneyin" der. Ama ögretmen ne der? Hadi bir daha
tekrarliyalim...
3 - Parasitçü Temel
Temel Nato da havaci olarak askerligini yapiyormus. Komutan askerlere
parasütle nasil atlanacagini ögretmis.
- "Uçaktan atlayinca birinci ipi çekeceksiniz. Parasüt açilmaz ise ikinci ipi
çekeceksiniz. Yine açilmadi, o zaman Meryem Ana ya dua edeceksiniz."
Temel uçaktan atlar. Birinci ipi çeker parasüt açilmaz, ikinci ipi
çeker yine açilmaz. O s1rada yere yavas yavas süzülen komutaninin
yanindan geçerken sorar:
- "Komutanim, komutanim.. O karinin adi neydi ?"
Korkutmak
Adam işten eve erken gelir ve içeri girdiğinde yatak odasından sesler geldiğini duyar.. hemen odaya dalar ve karısını yatakta ter içinde ve çırılçıplak bulur:
"Neler oluyor???"diye sorar..
Kadın cılız bir sesle "kocacığım kalp krizi geçiriyorum" diye mırıldanır..
Adam hemen salona koşup ambulans cağıracağı sırada 4 yaşındaki oğlu koşa koşa gelir ve "Babaaaaaa!!! Mick amcam sizin gardropta saklanıyor ve çıplaaaaaak!!!!" diye bağırır..
Adam bunu duyunca hırsla telefonu fırlattığı gibi odaya koşar, gardrobun kapısını açar ve erkek kardeşi hakkaten de çıplak vaziyette oradadır..
Bunun üzerine adam hışımla bağırır:
"SENİ KALINKAFALI!!! BENİM KARIM IÇERDE KALP KRİZİ GEÇİRİYOR, SEN ETRAFTA ÇIPLAK DOLAŞARAK KÜÇÜCÜK BİR ÇOCUĞU KORKUTMA PESİNDESİN!!"
No :0103
Cüzdan
Cemal Temel'e anlatıyormuş.
-Eskiten para yokmuş.Uşaklar alduklarunu puğtay,sepze,koyun,inekle ödiymuş.
-Pence iyi bir yol teğül.İnsan punları cüzdanunda nasul taşur.
No :0104
Ferrari-Porshe-Murat
Arıza yapan Murat şoförü, o sırada yoldan geçmekte olan bir Ferrari'yi durdurur ve kendisini benzinliğe kadar götürmesini rica eder Murat' Ferrari'nin arkasına bağlarlar. Ferrari'yi kullanan "yalnız, ben hızlı şoförüm" der ve ekler:
-Eğer fazla hızlanırsam sellektör yap ben de yavaşlayayım.
Çıkmışlar yola. Ferrari hızlanmış, Murat sellektör yaparak yavaşlatmış, bir kere, iki kere... Daha sonra Ferrarici bakmış arkadan Porshe geliyor. Durdurmuş adamı ve "Benzinliğe kadar yarışalım" demiş. Başlamışlar yarışa. Helikopterle gözetim yapan trafikçiler, bunları görmüş. Heyecanla telsiden bilgi vermeye başlamış:
-Bir Ferrari bir de Porshe yarışa girmişler. İşin tuhafı arkadaki Murat da durmadan sellektör yaparak onları sollamaya çalışıyor...
No :0105
Bizim Köy
Teröristler köy basıyor ve herkezi toplayıp tarayacaklar.Terorist başı bir şans tanıyalım diyor ve erkekler tek siraya giriyor.Karıları erkeklerini şeylerinden tanirsa kurtulma hakkı veriyor ve kadınların gözleri baglanıyor.İlk kadın:
-"Bu degil bu degil degil degil bu!!"diyor ve buluyor kocasını ,kurtuluyor.Sıradakide aynı şekilde 1 ,2,3 hep aynı.Terorist şaşırıyor kendide geçiyor siraya kadın başlıyor
-"Bu degil bu degil bu degil bu degil bu bizim köyden degil"
No :0106
Nerden nereye?
Temel'in kızı Fadime babasına sormuş,
- Annemle evlendiğinizde Pen nerdeydum?
Temel:
- Palayina ciderken benumleydun. Tönerken annene gectun.
No :0107
Çok Kolay
Ünlü bir bilim adamı özel otomobiyle konferans vermeye giderken, uzun yıllardır onunla çalışan şoförü sıkılarak bir teklifte bulunur:
-Sizin konferanslarınızı dinleye dinleye virgülüne kadar ezberledim efendim. Ne olur izin verin, bu konferansı sizin yerinize ben vereyim.
Bilim adamı öneriyi kabul eder. Şoför, arka koltuğa geçer. Bilim adamı, şoförün şapkasını giyip öne oturur. Konferansın verileceği salona varırlar. Şoför, kürsüye çıkar, hiç teklemeden çok güzel bir konuşma yapar ve sorar:
-Sorusu olan var mı?
Ülkenin ciddi bilim adamlarından biri oldukça zor bir soru sorar.. Şoför hiç tereddüt etmeden şöyle der:
-Çok kolay bir sru bu, şoförüm bile bilir. Gidip çağırayım, sizin sorunuzu o yanıtlasın...
No :0108
Elektrikli Sandalye
Elektrikli sandalyede ölümü bekleyen Temel yanındaki gardiyana;
-Elimi tutar misun çok korkiyrum!
No :0109
Guş
Kayserili,büyüksehre gelen bir vatandasimiz çevreyi seyrederken havada bir kuş sürüsü görmüs ve öylesine mirildanmis:
-Vay be! Guslara bah. Ne güsel de uçuyorlar..
O sirada yaninda duran bir bayan seslenmis
-Onlar gus degil, kuş!
Bizim ki de mirildanmis yine, saskinlikla:
-Alla Alla, amma da guşa benziyorlardi halbuki..
No :0110
Telefon Faturası
Adamin biri evine gelir ve posta kutusunda telefon faturasini görür.Bir bakar ki 3 milyar küsür lira fatura. Beyninden vurulmusa döner.
Hemen ayrintili fatura ister. Fatura gelir. Aranan bütün numaralar adamin arkadaslarina ve dostlarina aittir.Adam
-"Bu nasil olur? Ödeyecegiz mecburen" der.
O sirada gözü papaganina takilir. Bir an tereddüt eder.
-"Yok canim hayvancagizin günahini aliyorum" der içinden ama süphe de devam etmektedir.
-"Ya yapmissa", "Yok, yok yapmamistir...."
Gece papagani gözlemeye karar verir. Papagan kafesinden çikar ve telefonun basina gidip rehberi açar, adamin arkadaslarini tek tek arayip saatlerce konusmaya baslar.Adam sinirden çildirmis bir sekilde papagani yakalar ve kanatlarindan duvara çiviler. Papagan çarmiha gerilmis bir vaziyette duvarda asili kalmistir. Adam sinirle papagani azarlar;
- "Bir hafta burada asili kal da aklin basina gelsin. Çek bakalim cezani !"
Adam gider. Papagan bir bakar karsi duvarda çarmiha gerilmii Isa durmakta.
Hemen muhabbet koyulur;
- "Birader sen ne kadardir buradasin?"
- "2000 yildir buradayim" der Isa.
Papagan hayretler içinde kalmistir;
- "Ohaaaa!.. Nereyi aradin lan öyle?"
No :011
Tatlı
Adamın biri tatlıya bayılıyormuş;tatlı yemiş bayılmış..
No :0112
Çok katlı
Temel Almanya'da bir otele giderek oda fiyatlarını sormuş.
- Birinci kattakiler iki yüz mark, ikinci kattakiler yüz doksan mark,
üçüncü kattakiler yüz seksen mark, dördüncü kattakiler yüz yetmiş mark,
en üst kattakiler yüz altmış mark...
- Teşeççür eterum, penum içun yeterunce çok katlu tegül.
No :0113
Lazın Eczanesi
Lazın eczanesine eli silahlı, yüzü kadın çoraplı iki soyguncu girmiş ve ellerindeki silahi Laza doğrultup:
- Çabuk kasadaki herşeyi ver !
- Özür dilerim, reçetesiz hiçbirşey vermiyoruz.
No :0114
Çeşitli
Fadime köfteleri irili ufaklı yapıyormuş,
-Niye hepsini aynı büyüklükte yapmıyorsun?
-Temel piraz çeşutlu yemek yap dedi de..
No :0115
99 Aslan
Avcının biri palavra sıkıyormuş..
-"Geçen yaz Afrika'da 99 aslan vurdum.." Arkadaşı dayanamamış,
-"100 de şuna bari" demiş. Avcı da
-"1 aslan için yalan mı söyliycem sana" demiş.
No :0116
2 hafta önce
Kız nişanlısını eve çağırdı :
-Otur Ali`ciğim.Evlenmeden önce tüm mazimi sana açıkça anlatmalıyım.
-İyi ama hayatım iki hafta önce anlatmıştın ya...
-O iki hafta önceydi hayatım.
No :0117
Kaybolmuş
Mahallenin iki afacan kardesi tüm mahalleliyi biktirmis. Sürekli ana-babalarina sikayet geliyor mahalleliden. Kirilan camlarin, kuyruguna teneke baglanan kedilerin,lastigi indirilen arabalarin sorumlusu hep afacan kardesler.
Ana-babasi usanip bu durumdan kilisenin papazina anlatirlar durumu ve yardim isterler. Papaz "gönderin çocuklari konusayim" der.
Çocuklari gönderirler. Papaz önce büyük oglani çagirir. "Söyle bakiim evladim,Tanri nerede?". Çocuk susar. Papaz tekrar sorar:"evladim söylesene Tanrimiz nerede?". Çocuk susmaya devam eder. Papaz israrla sormaya devam eder, çocuk susmaya.. Sinirlenir Papaz,"konussana be çocuk nerde Tanri?".
Çocuk aniden firlar,kiliseden kosarak kaçiyorken seslenir kardesine "kaçalim çabuk!". Eve giderler,odalarina çikip kapiyi iyice kapatirlar,küçük oglan sorar büyügüne "neden kaçiyoruz?" Büyük yanitlar:
"iste simdi hapi yuttuk, Tanri kaybolmus bizden biliyorlar!!!"
No :0118
Metod
Temel mağazada tezgahtara,
-Lütfen elunuzi verir misunuz?
-Analayamadım efendim.
-Kalapaluğun içinde karumu kaypettum.Çok açilen pulmam cerekeyi.
No :0119
Besbelli Sarhoş
Yaşlı ve çirkin bir kadın soluk soluğa karakola gelip şikayetçi olur :
-Adamın biri beni bir saattir izliyor, kendimi buraya zor attım, galiba sarhoştu memur bey, der.
Polis çirkin kadını tepeden tırnağa süzüp cevaplar :
-Galiba değil, besbelli sarhoşmuş, der.
No :0120
Günaydın
Balayındaki 70'lk Temel'in kaldığı otele yeni evli iki damat gelir.Sabah kalktıklarında geceki performansları kadar "günaydın" demeye karar verirler.Sabah genç damat,
-Günaydın,günaydın,günaydın,günaydın!
Orta yaşlı olan
-Günaydın,günaydın,günaydın
Temel
-Selemınaleyküm
No :0121
Gındıllandım
Tahsin Tllioglu bey San'at Mektebi'nin müdürü iken Il Milli Egitim Müdürlügüne bir yazi yazar.Sonunu da "rica ederim" diye baglar.
Buna sinirlenen Mili Egitim Müdürü telefonla:
-Tahsin bey, burasi bir üst makam buraya "arz" edebilirsiniz, "rica ede-mezsiniz" deyince:
-Peki Müdür beg, Bakanliga yazanda da "gindillanim" mi diye yazacayih!
No :0122
En iyi vali
Adamin biri Erzurum'a vali tayin edilmis. Gitmis, görevi devralmis. Halki ve çevreyi tanimak için çiktigi gezilerin birinde köy halkina sormus :
-Simdiye kadar Erzurum'a tayin edilmis valiler içinde size en çok hizmet eden hangisiydi?
Köylünün biri cevap vermis :
-Sizden iki önceki valiydi ; Mehmet Pasa.
-Yaaaa, öyle mi, peki size ne gibi hizmetler yapti?
-Daha Erzurum'a gelirken, yolda, Bayburt'ta öldü!
No :0123
Sihirli Keman
Temel birgün ava gitmeye karar vermis, sihirli kemanini, tüfegi almis ve ava gitmis
Av esnasinda bir aslanla gözgöze gelmisler.
Temel tetige basmis tüfek patlamamis. temel kemani çalmis ve aslani uyutmus.Eve gelmis ve tekrar ava gitmis.Aslanla yine gözgöze gelmis
Tetige basmis, gene patlamamis, hemen kemani çikarmis, çalmis ama aslan onu parçalayip yemis.Agaçta iki maymun konusuyormus, biri demis :
-"Ben sana demedim mi, bu bizim sagir aslana denk gelirse isi biter.."
No :0124
Çabukluk
Hemsireleri Temele,
-Çok agir kanlisin, her seyi agir yapaysun. Hiç çabuk yaptigun pi sey yok mu?
-Çabuk yorulayrum.
No :0125
Ayı avı
Istanbul'da yasayan bizim Temel av sporuna merak salar.Av icin gerekli malzemeleri alir. Birkac gun avlanir.Birgun kahvede otururken Bizim Temel baslar maceralarini anlatmaya.
Derki:
-Birgun tufegimi aldim Belgrad Ormanina gittim.Yarim saat gezdikten sonra bir baktim beyaz bir ayi bana dogru geliyor.Tufegimi dogrultmamla ates etmem bir oldu. Tek kursunla ayiyi yere serdim.
O sirada arkadaslarindan birisi:
-Hadi ulan oradan Belgrad Ormaninda ayinin ne isi var.der.Tabi bizim Temel bu lafin altinda kalir mi.Hemen:
-Haçan ayi bu ne bilsun oranin Belgrad Ormani olduguni,der.
No :0126
Marifetli Köpek
Temel birgün kahvede otururken köpeği gelmiş, temel köpeğe 1.000.000 tl vererek gitmesini söylemiş köpek 15 dk sonra ağzında sigara paketi ile görününce kahvenin ağzı bir karış açık kalmış...
2 gün sonra dursun temele:
-ula temel,demiş geçen gün senin köpeğe 2.000.000tl verdim.bütün gün yolunu gözledim gelmedi!
temel ise cevabı yapıştırır:
-Ula hemşerum yalnış iş yapmışsun.bizim köpeğe 2.000.000tl
verince sinemaya gider!
No :0127
Papaz ile Zangoç
Papaz, iki metre ilerisinde duran zangoça sormuş:
"Gizli gizli sen mi içiyorsun kutsal şarabı?"
Zangoç'ta derin bir sessizlik...
lyice köpürmüş Papaz:
"Sana soruyorum be adam! Duymuyor musun?"
"Hayır, buradan hiçbir şey duyulmuyor efendim!"
Olacak şey mi! İki adım öteden beni duymuyorsun..." Zangoç bıyık atından gülmüş; "İsterseniz yer değiştirelim, anlarsınız..." Yer değiştirmişler.
Bu kez Zangoç seslenmiş:
"Kilise için toplanan yardımları kim iç ediyor?" Papaz kendi kendine söylenmiş:
"Hakikaten yahu! Buradan hiçbir şey duyulmuyor."
No :0128
3 Arkadaş
Adanali Cemal, Kayserili Kemal ve Temel bu uc arkadas Bogaz Koprusunde tamir yapiyorlarmis ve karilarida bunlara yemeleri icin
bir seyler hazirliyormus. Ama hep ayni seyler. Kayserili yemek torbasini aciyor pastirmali ekmek. Adanali aciyor kofte ekmek.
Temel aciyor ekmek arasi hamsi. Bu hep boyle devam ediyormus. Neyse gunlerden birgun bunlarin canina tak etmis ve demisler
yine ayni seyleri hazirladilarsa kendimizi kopruden atalim. Adanali bakmis ekmege kofteli hop assaga atlamis,Kayserilininki de
pastirmali,oda atlamis asagi. Temel bakmis hamsili, o da dayanamamis ve atlamis.Bunlarin evlerinde de agit yakiliyormus.
Adanalinin karisi: -Vah zavalli kocacigim kofte ekmegi ne cok severdi hep kendi ellerimle hazirlardim.
Kayserili -Vah zavalli kocacigim pastirmali ekmegi ne cok severdi hep kendi ellerimle hazirlardim
Karadenizli ise -Vah zavalli kocacigim hamsi ekmegi ne cok severdi her sabah kalkip kendi hazirlardi..
No :0129
İki yüze
Balikci Temel'e, bir musteri hamsinin fiyatini sormus.
-Bes yuz bin..
-Karsidaki balikcida dort yuz bin.
-Sen de git ordan al.
-Orada kalmamış.
-Bende de kalmasa ben iki yuze satarim.
No :0130
Muhtaç olmamak
Cimri vede bos bogazin biri Hocaya: Ya nasrettin hoca demis demek parayi cok seviyorsun..Acaba neden ? Hoca cevabini yapistirmis. Senin gibilere muhtac olmamak icin.
No :0131
İyilik meleği
Adamın işi varmış, Ankara'ya gidiyormuş, tam uçağa binerken kulağında bir
ses :
-Binme, bu uçak düşecek!
Dönmüş, bakmış, kimse yok, ama içine de bir kurt düşmüş, binmemiş.
İkinci uçağı beklerken kara haber ulaşmış :
-Uçak düştü kurtulan olmadı!
Koşmuş Haydarpaşa'ya, bilet almış, tam trene binecek, aynı ses kulağında
-Binme bu trene, raydan çıkacak!
Dönmüş, bakmış yine kimse yok, trene binmemiş, gelmiş eve, sabah gazeteyi açınca tüyleri ürpermiş -Tren Eskişehir'de raydan çıktı şu kadar ölü, şu kadar yaralı...
Allahına şükretmiş, koşup otobüse bilet almış, tam binerken yine o ses :
-Bu otobüse binme, freni patlayacak!
Dönmüş yine kimse yok! Dayanamamış, bağırmış :
-Sen kimsin yahu?
-Ben senin iyilik meleğinim!
Adam iyice kızmış :
-Ulan evlenirken neredeydin!
No :0132
Ekmek var mı?
Ördeğin biri bara girer ve barmene sorar:
-"Ekmek var mı?"
-"Yok..."
-"Ekmek var mı?"
-"Yok..."
-"Ekmek var mı?"
-"Yok!"
-"Ekmek var mı?"
-"Yok kardeşim!"
-"Ekmek var mı?"
-"Eğer bir daha bunu sorarsan seni duvara çivilerim!"
-"Çivi var mı?"
-"Yok!"
-"Ekmek var mı?"
No :0133
Çıkış
Iki iskocyalı kasabada bir tiyatro acmislar, fakat iskoclar malum cok cimri, kimse para vermek istemediginden her gun sifir cekiyorlarmis. Bakmislar olacak gibi degil, dusunmusler ne yapalim ne edelim diye. En sonunda birinin aklina bir fikir gelmis.Ertesi gun her tarafa ilanlar asiliyor.
"Cumartesi gunu tiyatromuza giris bedavadir."
Kasaba halki bedavayi bulmus kacirir mi. Cumartesi gununu. Tiyatro ful cekmis, bizimkiler mukemmel bir oyun sergiliyorlar. Herkes ayakta alkisliyor. Oyun bittikten sonra kasaba halki cikisa dogru yonelmis ama ne gorsunler ? Kapilar kilitli ve su yazi yaziyor :
"Cikis 10 sterlin"
No :0134
Bakanlık
Bir devlet dairesinin büyük bir odasında 8-10 memur çalışırmış.Bunlardan iki tanesinin masaları karşı karşıya olmasına rağmen
senelerden beri hiç birbirleri ile konuşmamışlar, tanışmamışlar.Memurlardan biri saat tam beşte önündeki bütün dosyaların muamelesini bitirir ve çıkıp giderken diğer memur önündeki dosyaların işi bitmediği
için hep geç kalırmış.Bu böyle senelerce sürüp gitmiş. Bir gün dehşetli bir kar fırtınası
başladığı için kimse daireden çıkamamış. Bütün gece orada kalmak zorunda olduklarını anlayan memurlar dışarıdan kebap, lahmacun, rakı getirtip eğlenmeye başlamışlar.Masaları çok yakın olduğu halde birbiri ile hiç konuşmayan iki memur alel acele kurulan rakı masasında da yan yana düşmüşler.Bir tanesi kadehini kaldırıp
-'Yahu arkadaş bu kadar senedir hiç konuşmak kısmet olmadı. Haydi şerefe!' demiş.Öteki de
-'Şerefe arkadaşım' deyip mukabele etmiş.Kadehi ilk kaldıran
-'Arkadaşım senelerden beri konuşmadık. Bari bundan sonra arada bir iş bitince beraber çıkalım, köşedeki meyhanede bir iki kadeh çekelim'demiş. Öteki memur
-'Çok iyi olur ama benim işim sizinki gibi
saat 5 te bir türlü bitmiyor. Siz nasıl oluyor da işiniziz tam zamanında bitirebiliyorsunuz?' diye sormuş.Öbürü cevap vermiş
-'Kimseye söylemiyeceğine dair söz verirsen sana bir sırrımı açıklayacağım' demiş ve anlatmaya başlamış
-'Bana karışık, içinden çıkılması zor olan bir dosya getirdikleri zaman üstüne 'Ahmet bey'e havale' yazıp kaleme geri gönderirim. Senelerce önce 'Nasıl olsa bu koca bakanlıkta bir Ahmet bey vardır' diye düşündüm ve haklı çıktım. Şimdiye kadar havale ettiğim
dosyaların hiç biri bana geri gelmedi.'.Öteki adam ayağa kalkmış, elini uzatmış ve
-'Galiba artık tanışmamızın zamanı geldi,
bendeniz Ahmet' demiş..
No :0137
Kravat
Turistin biri Cezayir'de çölde susuz bir şekilde sürünüyomuş.Birden dükkan gibi bi yer görmüş ve oraya giderek:
-Su...lütfen bir yudum su
Adam:
-Beyeefendi maalesef suyumuz yok ama isterseniz kravat verebiliriz
Turist:
Ben napıyim karavatı susuzluktan geberiyorum
der.Adamda ona 2km. güneyde bi yer olduğunu,oraya gitmesini söyler.Turist güç bela oraya varır ve:
-Su... birazcık suuu
Adam:
-Maalesef beyefendi buraya kravatsız giremezsiniz!!
No :0138
Temel İcadı
"Dünya Genetik Projeler Yarışması" yapılıyormuş. Tüm ülkelerden genetik profesörler yarışmaya çalışmalarıyla katılmış. İlk olarak Fransız profesörü anlatmaya başlamış:
-Ben, inek genleriyle tavuk genlerini birleştirdim. Ortaya çıkan mahlukatın eti, kırmızı et kadar lezzetli, beyaz et kadar sağlıklı oldu.
Ardından diğer çalışmaları ülke ülke gezmeye başlamışlar. Sıra Türkiye'den Temel'e gelmiş. Juri başkanı.
-Sizin çalışmanız nedir?
-Ben karpuz genleriyle hamamböceği genlerini birleştirdim.
Birden tüm Jüri üyelerinden bir kahkaha kopmuş ve başkan, Temel'e:
-Bu çalışma ne işe yarar?
-Acayip işe yarıyor! Karpuzu kesiyorsun, çekirdekleri kaçışıyor...
No :0140
Erkek
Hamile kadın evde tek başınayken sancısı tutar ve hemen bi taksi çagırır.Taksi gelirKadın arkaya koltukların tam ortasına oturur.Sancısı
agırlaştığı için kendini biraz koyverir.Bu arada şöföre sorar:
-"Şöför bey sizce erkemi yoksa kızmı olur"
Şöför aynadan bakarak kadına "erkek" der.Kadın:
-"Nerden bildin"der.Şöför:
-"Bıyıklarını gördüm" der
kısaltma
dilbilgisi dersinde öğretmen
- "sarı saçlı kız elleri pencerenin pervazına dayalı halde
dışarı baktı ve güldü" cümlesini kim bana kısaltabilir?
temel hemen ayağa kalkar ve şöyle der
- orospi!
Güvence
temelin 12. oğlunu askere çağırmışlar, ondan önceki 11
tanesi askerde olduğu için temel itiraz etmiş
-haçan söyleyun padişahunuza penum şeyime güvenup
sağa sola savaş açmasun!
Muz
İki kadın manava gider :
- Lütfen iki muz verir misiniz ?
Manav, muzları tartar ve 3 tane vereyim bir kilo olsun der.
Kadınlardan daha ufak olan ötekine döner :
- Olsun n'apalım, birini de yeriz.
Tünel İhalesi
Mısır hükümeti, Kızıldeniz'in altına tüp geçit yapmak için ihale açmış.
İhaleye İngiltere'den, Amerika'dan, Japonya'dan ve Türkiye'den de Temel'in
firması olmak üzere birer firma katılmış. Firmaları teker teker mülakata
çağırıp teknik bilgi istemişler.
İngiliz firması :
- Biz iki taraftan da eşzamanlı olarak tüneli kazmaya başlarız ve
denizin altında tam ortada buluşuruz. Tüneller arasında maksimum
bir metre fark olur. 30 metre enindeki tünelde de bir metreyi rahatlıkla
düzeltiriz demiş.
Amerikan firması:
- Biz de iki taraftan kazmaya başlarız ve tam ortada buluşuruz maksimum
50 cm fark olur, onu da düzeltiriz demiş.
Japon firması :
- Biz iki taraftan kazmaya başlarız ve tam ortada buluşuruz. Biz de fark olmaz, demiş.
Sıra bizim Temel'e gelmiş. Temel :
- Valla biz de iki taraftan kazmaya başlarız. Ortada buluştuk buluştuk, buluşamazsak
iki tane tüneliniz olur.
Ayna
Erzurum'a ayna Gelir.
Şıhbızın köyünde, o tarihe kadar kimse ayna görmemiştir.
Adamın biri, ilk rastladığında, aynayı alıp bakmaya başlar.
Ardından, aynada gördüğü kişiyi ölen kardeşi zannedip ağlamaya başlar :
- Vay benim zavallı gardaşım, vay benim zavallı gardaşım.
Aynayı koynuna alıp yatar. Hanımı, eşinin, aynayla yattığını görünce şüphelenir.
Uyandırmadan adamı, aynayı alıp bakar. Öfkeden kudurmuştur.
- Vay ! der heyecanla. Herifim, beni bir garıylan aldatır.
Aynayı alıp, köyün şıhına gider. Aynayı göstererek Şıh Efendi, der.
Benim herif beni bir garıylan aldatır. Aha garı da burdadır.
Şıh aynayı alıp, bakar.
- Bacım, bu, bir garıdan ziyade, gavata benziir.
Sosyal İmkanlar
İki tane eşcinsel İstanbul'da işe çıkarlar. Batılı olan doğulu olana sorar :
- Sizin orda bu işler nasıl olur ?
- Kardaş bizim orda bizi gördükleri yerde döviler sonra götürüp istedikleri
gibi yapiler, daha sonra hakaret vs. arabadan paldir küldür yuvarliler bizi
perişan ediler. Anamızdan emdiğimiz süt burnumuzdan celi.
Vay be demiş batılı olan çok yazık size.
Bu defa doğulu sorar :
- Sizde nasil oli ?
- Bize önce telefon acarlar; uygun muyuz deği lmiyiz diye sorarlar, sonra araba
gönderir evden alırlar, sonra sauna, yemek, sonra gece hotel derken sabah kahvaltı
ve en sonunda da üceretimizi alırız. Bizi tekrar araba ile eve bırakırlar.
- Kardaş valla, sizdeki sosyal imkanlar bizde olsa bizim alayımız ibne olur.
Üç Rahibe
Üç rahibe bir araya gelmiş pederi çekiştiriyorlarmış.
Birinci rahibe:
- Geçen gün pederin odasına temizlik için girdim,
dolabını temizlerken bir de ne göreyim, bir sürü porno dergi.
Hepsini sobaya atıp yaktım, demiş.
İkinci rahibe :
- Ben de geçen gün girdiğimde çekmecesinde çok sayıda prezervatif
vardı, hepsinin ucunu iğneyle deldim! demiş.
Üçüncü rahibe bayılmış...
Kayıp Arama
İki adam mağazada karılarını kaybetmiş hararetle aranıyorlarmış.
Ortada koşuşturup dururken birbirlerine çarpmışlar. Ne oluyor
birader demeye kalmamış, birisi:
- Kardeş kusura bakma karımı kaybettim de onu arıyorum, demiş. Diğeri :
- Asıl sen kusura bakma, ben de karımı arıyorum, demiş.
Daha sonra madem ikimiz de karılarımızı arıyoruz, karılarımızın tipini
birbirimize tarif edelim ve ayrı ayrı yerlerde aramaya başlayalım. Eğer
rastlarsak birbirimize haber veririz demişler. Bir tanesi başlamış karısını tarif etmeye:
- Benim karım, sarışın, mavi gözlü, 21 yaşında, 1. 75 boyunda, 60 kg, topuklu
beyaz ayakkabı ve kırmızı mini etekli tek parça elbise giyiyor, demiş.
Sonra da, peki senin karın nasıl biri ? diye sormuş. Diğer adam biraz düşündükten sonra :
- Boş ver benimkini, seninkini arayalım...
Köy Yolunda
Ali ile Ayşe, tarladan köye dönüyormuş. Ali'nin bir elinde ipinden tuttugu kuzu,
öteki elinde, boş bir kova, koltuğunun altında bir tavuk, omzunda da bir dirgen varmış.
Ayşe ise, bir kucak odun taşıyormuş. Bir ara Ayşe, Ali'ye dönerek:
- Ali, bu yolda seninle yürümekten korkuyorum, bir gün sen bana saldıracaksın, demiş.
Ali de :
- Yapma yahu, elimde bunlar varken, sana nasıl saldırabilirim ki ? diye yanıtlamış.
Bunun üzerine Ayşe :
- Ne yani ? Dirgeni yere batırıp kuzuyu ona bağladıktan sonra,
tavuğu da kovanın altına kapatmayı düşünemeyecek kadar aptal mısın sen ?
İran Halısı
Halıcının elinde çok değerli bir iran halısı varmış. Herkes halıya bakmaya gelir,
fiyatını pahalı bulunca da başka bir halı alır gidermiş. Bir gün kadının birisi halıya
bakmak için yere eğilirken osurmuş. Suçunu bastırmak için de hemen doğrulup :
- Bu halı kaç para, diye sormuş. Halıcı :
- Hanımefendi halıya sadece bakmakla osurdunuz, fiyatını söylesem
herhalde mağazanın ortasına sıçarsınız.
Temelden-25 Fıkra
1 - Temel ve Kraliçe Elizabeth
Temel Istanbul a gelmis, yürüyormus.Bu arada 5 dakikada bir top atislari duyul-
maktaymis. Merak edip sormus. "Hemserim bu top atislari neyin nesi?" diye.
Kraliçe Elizabeth in gelmesi sebebiyle top atisi yapildigi anlatilmis.
Aradan yarim saatgeçmis ve top atislari halen sürmekteymis. Temel yine
sormus bir baskasina "Bu top atislari neden?" diye. Ayni cevabi alinca
söylenmis: "Ulan, yarim saattir bir kariyi vuramadilar, be!"
2 - Temel ve Sevgilileri
Temel in 3 tane sevgilisi vardir.Biri ögretmen, biri doktor, biri de santralcidir.
Fakat ögretmenle evlenmeye karar verir. Bunu bilen arkadasi sorar "Niye
ögretmen de digerleri degil?" diye. Temel de ona döner:
-Ula der, bilmez misin doktorlar "bugün git yarin gel" der, santralci de "su an
mesgul daha sonra tekrar deneyin" der. Ama ögretmen ne der? Hadi bir daha
tekrarliyalim...
3 - Parasitçü Temel
Temel Nato da havaci olarak askerligini yapiyormus. Komutan askerlere
parasütle nasil atlanacagini ögretmis.
- "Uçaktan atlayinca birinci ipi çekeceksiniz. Parasüt açilmaz ise ikinci ipi
çekeceksiniz. Yine açilmadi, o zaman Meryem Ana ya dua edeceksiniz."
Temel uçaktan atlar. Birinci ipi çeker parasüt açilmaz, ikinci ipi
çeker yine açilmaz. O s1rada yere yavas yavas süzülen komutaninin
yanindan geçerken sorar:
- "Komutanim, komutanim.. O karinin adi neydi ?"